Clubhouse Açılımı

Türkiye bu ay da Twitter’dan Clubhouse’a mı göç ediyor?

“Fiziksel” dünyada sözel gelenek, yazılı gelenekten öncedir. Dijital dünyada ise sıralama yer değiştirdi. Önce yazılı gelenek olarak Twitter vardı. Şimdi onun sözel versiyonu yükseliyor: Clubhouse!

Clubhouse’da aynı anda yüzlerce binlerce oda (“room”) yer almakta. Her odada Clubhouse üyeleri bir konu üzerinde canlı olarak muhabbet ediyor. Görsel içerik yok. Sadece ses (konuşma) var! Kayıt yok! Tekrar yok! Bir odada sadece o odanın yöneticisi (moderatör) ile konuşmacı (“speaker”) rolündeki üyeler konuşabiliyor. Diğer katılımcılar ise sadece dinleyebiliyor. Konuşmak isteyen olursa dijital olarak el kaldırıp (ekranda bir tuşa basıp) söz alması gerekiyor. Yönetici ya da konuşmacılardan birisi söz verirse el kaldıranlar konuşabiliyor.

Clubhouse kullanıcıları diledikleri odaya girip çıkabilir. Herhangi bir engel ya da şifre yok. Odadaki muhabbetten hoşlanıp hoşlanmamasına bağlı; o kadar! Dünyadaki binlerce odayı sıralamak elbette mantıklı değil. O nedenle kayıt sırasında kişi ilgi duyduğu konuları seçiyor. Ekranına da ona uygun odalar sıralanıyor. Bir de takip ettiği kişiler bir odadaysa, onlar!

Clubhouse şu an su tutma sürecindeki baraj gibi. Üye olabilmek için halihazırdaki üyelerin birisinden davet linki almak gerekiyor. Üyelerin davet etme hakları da sınırlı. Üstelik Clubhouse uygulaması şu an sadece iPhone cihazlar üzerinde çalışıyor. Android cihazı olanlar ne yazık ki Clubhouse’a erişemiyor. Öte yandan Clubhouse’a üyelik daveti cep telefon numarasına SMS ile gönderilebildiğinden trollerin Clubhouse’da birden çok üyelik açıp sağa sola saldırma, ortalığı dijital kırıp dökme imkanları yok! Hiç değilse şimdilik!

Bu sınırlamalar nedeniyle Clubhouse’un sadece kanaat önderlerine, toplumu/sosyal medyayı yönlendirenlere (“influencer”) öncelik verdiği eleştirisi getirilmekte. Bu biraz aşırı yorum gibi. Şu an etik kurallara uyma konusunda sıkıntısı olmayan, bir cep telefon numarasına sahip herkes er ya da geç bir arkadaşından davetiye alacaktır. Ayrıca toplumun olmadığı yerde sadece yönlendirenlerin bulunması ne işe yarar ki? Birbirlerini mi yönlendirecekler?

İçerik açısından değerlendirildiğinde Clubhouse’un farklı bir profile hitap etme yolunda olduğu anlaşılıyor. Konuşanlar; kimliği belli gerçek kişiler olsun. Konuşulan konular değerli, kaliteli olsun. Boş laf edilmesin! Gerek ana-akım medya kanallarındaki (TV, radyo, gazete vb.) kalitesiz ve yanlı içerik gerekse de yeni medyadaki sosyal medya trolleri ve dezenformasyon cıvıklığı belli bir seviyenin üstünde içerik talep edenleri Clubhouse gibi yeni dijital mecralara doğru itiyor!

Twitter da başlangıçta benzer bir vizyonu icra etmeye çabalıyordu. On beş sene sonra bugün boğazına kadar sosyal medya batağına saplanmış durumda! Clubhouse da eğer bildik yatırımcı sermayelerini çekip para kazanma, kar etme döngüsüne girerse ister istemez Twitter’ınkine benzer bir kaderin kurbanı olabilir! Öte yandan Clubhouse’un Türkiye bulutunda yükselişe geçmesiyle Twitter’ın Türkiye’de temsilci bulundurma yasasına uymaya yanaşmamasının aynı zamana denk gelmesi de düşündürücü! Geçen ay ne olduğunu anlamadan Whatsapp’tan Telegram’a göç eden Türkiye acaba bu ay da Twitter’dan Clubhouse’a doğru mu kay(dırıl)ıyor? Türkiye gibi yazılı gelenekten ziyade güçlü sözlü gelenek mirasına sahip bir ülke için “körün istediği bir göz, dijital verdi iki göz” durumu!

Herkese Bilim Teknoloji Dergisi; “Dijital Kültür” Köşesi (Sayı 256 19.02.2021)

Popüler Etiketler