Dijital Altın Çağ
Gelecekte bir cumartesi günü, m-Vermeer’in (şahsi rehberliğinde) yeni tablolarından oluşan sergisini gezmek mümkün olabilir!
İnsanlık tarihinin her evresi bir altın çağ olarak değerlendirilebilir. Özellikle de o evrenin üstünden yeterince zaman geçtikten sonra (totolojik bir çıkarım ama olsun!). Yarısı boş-dolu bardak misali. Hangi açıdan baktığına göre birbiriyle taban tabana zıt fikirleri bile destekleyecek nitelikte. Örneğin Rus klasikleri dendiğinde bir çırpıda sayılacak isimlerden en son hangisinin yeni bir eseri yayınlanmıştı? Ya da Beatles’ın orijinal dörtlüyle çıkardığı son stüdyo albümünün üstünden kaç sene geçti? Peki Dali’nin son tablosunun ya da Oktay Rifat’ın son şiirinin ardından?
Bu “yarısı-boş” bakış açısı, zamanın kültürel ögeleri giderek nasıl çoraklaştırdığını gösteriyor. Borges’in artık yazamayacağı, Monet’nin artık boyayamayacağı, Maradona’nın artık ayağını (ve elini) kullanamayacağı ortaya çıktığında ilk şoku atlatacak malzeme vardı. O zamana dek yazılmış-boyanmış-oynanmış olanlar ve onlarla gerçekleştirilen etkileşim (okumuş-görmüş-izlemiştik).
Ancak yıllar geçtikçe bu iyimserlik kara bulutlarla kaplanmaya başladı. Borges 35 senedir bir şey yazmadı. Bu daha ne kadar sürecek? Pink Floyd’un en parlak zamanlarına damgasını vurmuş dörtlüsünün son stüdyo albümü (The Final Cut) iki sene sonra kırkına basacak. Daha ne kadar bekleyeceğiz?
Yapay zekâ bu meta dertlere çözüm olabilir! Belki de kafasına taş düşmüş birkaç kişi şu sıralarda bunun üzerine çalışmaya başlamıştır bile. Olmadı başlayacaktır. Bir yapay zekâ algoritması geliştirecektir. Ve biz zavallılar bu sayede edebiyat-kültür-sanat dünyasının bu yüzyılda da geçen yüzyıllarda olduğu gibi yeni bir altın çağa adım attığını göreceğiz. “Dostoyevski’nin yeni romanı çıkmış; okudun mu?” diye heyecanla birbirimizi haberdar edeceğiz. Sosyal medyadan Cemal Süreya’ya yeni kitabınız ne zaman çıkacak diye sorduğumuzda, Cemal Süreya bize artık “Ben öldüm!” diye cevap vermeyecek! Belki yakında diyecek, belki de son kitabının linkini paylaşacak!
Facebook’un Meta’sı mı olur, başkasının Teta’sı mı bilinmez, ama beş milyara yaklaşmış boyutsuz internet kullanıcılarını üç boyutlu metaverse boyutuna çekmek isteyecek yatırımcıların bu türden tatlandırıcılara gereksinimi olacağı kesin. Sosyal medya dünyası yapay zekayı şu an ağırlıklı olarak bireyi daha çok çevrim içi tutabilmek ve daha çok reklama tıklamasını sağlamak üzere analiz etmek için kullanıyor. Onun yerine Kafka’nın tüm eserlerini ve yaşamının eldeki tüm detaylarını analiz ederek m-Kafka (meta Kafka) profili üretmeye sonra da ona yeni eserler “yazdırmaya” koştururlarsa dijital altın çağı yakalamaları mümkün olabilir!
Hayalini kurmak bile müthiş! Cumartesi, m-Balzac ile son romanı üzerine yapılacak söyleşiye canlı katılarak başlayacak gün. Ardından dünya üzerinden birkaç yüz milyon kişiyle birlikte m-Vermeer’in m-Amsterdam’da yeni açılan sergisi gezilecek; ressamın şahsi rehberliği eşliğinde. Öğleden sonra Nazım Hikmet’in dijital imza günü etkinliğine iştirak edilecek ve tüm dijital kitapları tek tek imzalatılacak. Akşam ise metaverse’de bir ilk yaşanacak. Dünya çapında beş yüz yetmiş yedi milyon kişiyle birlikte Syd Barrett ile David Gilmour’un yanyana çaldıkları bir Pink Floyd konserine eşlik edilecek.
Bugün yaşayanlara düşen bir görev var: Cebinde parası olanları böyle bir dijital altın çağa yatırım yapmaya motive etmek için, bu ressamları, bu müzisyenleri, bu edebiyatçıları, bu güzel insanları unut(tur)mayalım!
Herkese Bilim Teknoloji Dergisi; “Dijital Kültür” Köşesi (Sayı 296 25.11.2021)