Dijital Savaş Alanı
Sanal gerçeklik sanal ile gerçeğin arasındaki farkı ortadan kaldıracak deniyor. Peki Kovid-19 virüsünün yaptığı ne?
Bilim kurgu yazarı Orson Scatt Card’ın 1985 tarihli Ender’in Oyunu (Ender’s Game) kitabı ilginç futuristik ögelerle doludur. Bunların başında da bilgisayar oyunu gibi gösterilen şeyin gerçek olması ancak oyuncuların bunu bilmemesidir. Bu bilgisayar oyununun teması uzaylıların dünyaya yapmakta olduğu saldırıya karşı gezegeni korumaktır. Seçilen oyuncular da okul çağında çocuklar. Çocuklar takımlar arası bir ligde mücadele ettiklerini sanmaktadırlar. Oysa dahil edildikleri şey bir oyun değildir.
Kitaba göre çocukların kullanılma nedeni reflekslerinin daha hızlı olması. Bugün emekleme aşamasındaki insansız hava araçları kullanımında da benzer bir yaklaşım gözlenmekte. Ancak henüz çocuklar kullanılmıyor! Bazı ülkelerde savaş pilotu formasyonundaki ordu mensubu subaylar sabah evlerinden çıkıp “iş”e (askeri birliğe) gitmekte ve akşama dek oturdukları koltuktan kendilerine verilen emirler doğrultusunda bir İHA’yı uzaktan yöneterek keşif ya da bombalama uçuşları yapmaktadır. Bir farkla: Ne yaptıklarının farkında olarak?
Günümüzde yaşanan bir başka deneyim ise politik arenada birbirine zıt giden ülkelerin bu tavrının dijital dünyada da izdüşümüne rastlamaktır. Özellikle takım halinde ve internet üzerinde çevrim içi olarak oynanmakta olan savaş oyunları politik arenada birbirine karşı beyanatlar veren ülkelerin kimi fanatik vatandaşları tarafından uluslararası dijital savaş alanı haline dönüştürülmekte. Hangi ülkeyi temsil eden grupların şu sıralarda hangi ülkenin informal temsilcilerine karşı savaş halinde olduğunu görmek için bu konuda popüler web sitelerinde kısa bir gezinti yapmak yeterlidir.
Bilindiği üzere insan beyni için her şey somut ve gerçektir. Nasıl ki bir film gerçek hayatta yaşanmış gibi bir intiba bırakıyorsa bu tür bilgisayar oyunları da, özellikle yetişmekte olan çocuklar-gençlerin zihninde, benzer bir etkiyi yaratmaktadır. Bugün böyle bir savaş oyunu sitesinde herhangi bir ülkeye karşı “dijital savaş” vermekte olan bir gencin cephede o ülkeye karşı savaş veren bir askerden farkı yok gibidir. İşin ilginci dünya ne yazık ki bu detayları konuşmuyor! Konu bilgisayar oyunları olunca yıllık ciro rakamlarının NBA’in cirosuna ne kadar yaklaştığı daha önemli bir olgu olarak değerlendiriliyor.
Bilgisayarının başında saatlerce internette zaman geçiren kişi (hangi yaşta olursa olsun) o odanın içinde tek başına “boş vakti değerlendirme aktivitesi” yapmıyor! Belki bir sinema salonunda film izliyor, belki bir kafede birisiyle flört ediyor belki de bir savaş alanında ölüm-kalım mücadelesi veriyor! İşin ilginci bunu yaparken kullandığı cihazlar daha hala klavye-fare-joystick-ekran. Oysa yakın gelecekte sanal gerçeklik donanımlarının yaygınlaşmasıyla kişinin kendisini bulunduğu fiziksel mekandan soyutlaması çok daha kolay olacaktır.
O zaman hangi mekanın gerçek hangisinin sanal olduğunu ayırt etmek daha da zorlaşacak. Bu “sanal dünya”ya göç kavramı sadece “eğlence” ya da “savaş” amaçlı da olmak zorunda değildir. Belki de gündelik yaşamın her alanına sirayet edecek! Çok mu futuristik? Peki şu anki durum çok mu farklı? Evin dışı savaş bölgesi olmuş! Bombalar patlamıyor, keskin nişancılar kol gezmiyor belki ama dışarı çıkan virüse yakalanıyor!
Herkese Bilim Teknoloji Dergisi; “Dijital Kültür” Köşesi (Sayı 240 30.10.2020)