Gelişmiş İlkellik
İnsan belki de kendisini ölümsüzlüğe götürecek “ünite”lerin nasıl çalışacağını bulmak yerine onları kesip yemeyi tercih ediyor!
Yakın zamana dek tipik bilgisayar mimarisinde işleri yapan merkezi güç, bu işlerin gerçekleşmesi için ona yataklık yapan bellek alanı ile o işlerle ilgili verilerin depolandığı saklama alanı üç ayrı fiziksel elektronik ünite idi. Bunlar şimdi bir araya geliyor.
İşin ilginci silikonun değil de karbonun egemenliğindeki modelde (örn. insan) bu zaten öteden beri böyle! İnsan beyni hem işlemci, hem bellek hem de bilgi depolama alanı. O nedenle yapay zeka gibi ileri düzey teknolojik konuların insan ile nerede nasıl kesişeceğini irdelemenin yanısıra insan beyni ile hiper bütünleşik dijital sistemlerin yollarının nerede nasıl karşılaşacağını da düşünmekte fayda var. Örneğin çarpma sonucu bitkisel hayata giren insanları tedavi yöntemi bu sayede değişebilir mi?
Bilgisayar dünyasında kritik ya da önemli verinin çeşitli nedenlerle erişilemez hale gelmesine karşılık tedbiren bir kopyası düzenli olarak “yedeklenir”. Böyle bir beklenmedik durum söz konusu olduğunda da o yedekler geri kopyalanarak veriye erişilir. Bu model insan beynine uyarlanabilir mi?
Bugüne dek insan beyniyle ilgili bilgisayara aktarma hususu ağırlıklı olarak “ölümsüzlük” ile irtibatlı olarak irdelendi. Beyinin işlemesi sonucu var olduğu düşünülen şeyler (benlik, ruh, bilinç, idrak, kimlik vb) vücudun ölmesiyle birlikte ölmek yerine başka bir vücuda transfer edilerek varlığını-işlerliğini sürdürebilir mi?
Daha pratik bir soru ise şu olabilir: Beyin canlı olarak orada duruyor ama işleyişi bozulmuş. Acaba bozulmamış bir yedek kopyası bu canlı beyine geri kopyalanarak bozulan işlev geri kazandırılabilir mi? Eğer bu mümkün olabilirse, tıpkı bilgisayar yedeğinden dönme sürecinde tolere edildiği gibi, geri dönülen yedekten sonraki zamanla ilgili her şeyin unutulacağı ön-kabulü ile. Böylece son çalışan beyin yedeği bir hafta önce alınmışsa, o son bir hafta feda edilerek yaşamın kalan kısmı kazanılabilir.
Beynin tipik bir bilgisayardan farklı olan bir çalışma prensibi var. İnsan beyni sağlıklı çalıştığı yıllar boyunca hiçbir zaman kapatılmıyor. İnsan uykuya geçtiğinde bile, çalışma kapasitesi dramatik bir şekilde düşüyor (ve bu beynin dinlenmesini sağlıyor) ama bilgisayar dünyasından bilinen anlamıyla insan beyni hiçbir zaman kapanmıyor! Keza bilgisayardan farklı olarak, insan beyni sağlıklı yaşam müddetince hiçbir zaman sıfırlanarak yeniden başlatılmıyor. Bir başka deyişle insan beyni sürekli açık, sürekli bağlı!
Böyle karmaşık bir yapının çalışan bir kopyası (dijital veya organik ikizi) alınarak bir başka ortama kopyalanabilir mi? Bu ortamın dijital olmasına da gerek yok. Gerekiyorsa bir başka canlı varlık beyni de olabilir. Beynin anlık haritasının bir başka beyne transfer edilmesi klonlama ile aynı kapıya çıkmak zorunda değil. Tüm o hazinenin başına bir şifre ya da harici bir beyin hücre konfigürasyonu eklenebilse kopya beyin kopyalandığı vücutta bir tür hapis hayatı yaşayabilir ama oradan dışarı çıkamaz! Belki de çevremizdeki kimi hayvanlar bunun için ortalıkta geziyor. İnsanlar ise bu yedekleme ünitelerini asıl işlevleri için kullanmak yerine onları kesip yemeyi tercih ediyor! Ne kadar gelişmiş bir ilkellik!
Herkese Bilim Teknoloji Dergisi; “Dijital Kültür” Köşesi (Sayı 246 11.12.2020)