Hibrit İnsan

Robotlar sadece gelişmemiş ya da gelişmekte olan ülkelerdeki insanları âtıl hale getirmeyecek.

Teknoloji her geçen gün insana dayalı iş gücünün yerini alıyor. Bunun temel nedeni her geçen gün daha ileri teknolojilerin icat edilmesi mi? İlk akla gelen bu. Ancak altını kazıdıkça başka sebepler yumağı manzaranın netliğini bozuyor. Öyle ki insanı topyekûn gereksiz hale getirecek teknolojilerin icat edilmesi adeta talep ve arzu ediliyor. Yine insan tarafından.

Bir mağazaya gittiniz ve alışveriş yapacaksınız. Yaşadığınız deneyim o alışverişi herhangi bir insan ile muhatap olmadan gerçekleştirmiş olmanızı diletir hale geliyor. Ya müşteri hizmeti veren insanların kalitesiz hizmet sunumu ya da işlemin tamamlanması için gereken insan-makine etkileşiminin (örneğin kasadaki bilgisayarın başında geçen dakikalar) uzaması da uzaması… Sebep sistemin yavaş çalışması değil; çoğunlukla o sistemin başındaki insanın onu nasıl kullanacağını bilememesi.

“İnsan”ın giderek makineye karşı gerilemesinin, yenilmesinin ardında yatan şeyler çok çeşitli. Temelde eğitim eksikliği ile dolgun olmayan ücret politikası yer alıyor. İşverenler öteki her şeye o kadar çok harcama yapmak zorunda kalıyor ki sıra çalışanına geldiğinde kasada onu memnun edecek para kalmamış oluyor. Dünyanın hali ortada. Pandemi olmasa ekonomik kriz çıkıyor; ekonomik kriz olmasa yozlaşma kasaları boşaltıyor…

Herkesin haklı olduğu bir başka şark tablosu. Acaba batı kültüründe de sosyoloji çoğunlukla herkesin haklı olduğu sonuçlara ulaşıyor mudur? Yoksa orada hiç değilse haklı ile haksızın ayrılmasını temin eden bir hukuk düzeni varlığını sürdürüyor mudur? Bu soruya hemen cevap vermemek lazım. Bugün sadece bizim ülkemizde olduğuna inanılan kimi nahoş uygulamalar, standartlar, ilişki modelleri dünyanın önde gelen ülkelerinde de yer almakta.

Robotlar sadece gelişmemiş ya da gelişmekte olan ülkelerdeki insanları âtıl hale getirmeyecek. Batılı gelişmiş ülkeler de bundan nasibini alacak. O nedenle ayrımı batı-doğu ya da gelişmiş-gelişmemiş olarak yapmak tam sağlıklı olmayacaktır. Belki de onun yerine dünyanın neresinde yaşarsa yaşasın, sorunu bireyin ekonomik düzeyine göre kategorize etmekte fayda var.

Belli bir düzeyin altında geliri olan “insan” ister Türkiye’de yaşıyor olsun ister Fransa, İngiltere ya da Amerika’da fark etmeyecek. Robotlar onları puansız olarak evlerine gönderecek. Kalitesiz hizmet sunan insanlardan kurtulmuş olan (öteki) insanlar robotlardan aldıkları kaliteli hizmet ile yaşam standartlarının arttığını gözlemleyebilecek. İnsanın olduğu her yerde “kalite” kavramı da var. Ancak farklı coğrafyalarda kalitenin anlamı farklı manalara gelebilmekte. O nedenle Sadri Alışık’ın repliği bazı diyarlarda, robotlar geldikten sonra bile, geçerliliği koruyabilir: “Bu da mı gol değil; hâkim bey?”. Onlara büyük olasılıkla iş bilmeyen robotlar düşecek!

İnsan kendi kuyusunu, on yıllardır, kendi kazıyor. Emek sarf etmiyor. Bilişsel becerilerini geliştirmiyor. Bunları geliştirme sözü veren yöneticilere sırt çeviriyor. Kendisine renkli sözler verenleri seçiyor. Atı alan Üsküdar’ı, Bostancı’yı, Tokyo’yu geçiyor kendisi yerinde sayıyor. Bu kısır döngü giderek insanın toplum içindeki yerini sorgulatır hale gelecek. O nedenle yeni bir toplum kurulmakta. Sanayi toplumu nasıl ki köylüyü bir kenara itti. Bu yeni gelen toplum modeli de şehirdeki insanı bir kenara itecek. Onun yerini de ya robotlar ya da yarı-robot yarı-insan hibrit varlıklar alacak!

Herkese Bilim Teknoloji Dergisi; “Dijital Kültür” Köşesi (Sayı 328 07.07.2022)

Popüler Etiketler