Dijital Tefekkür

Bu kitabı 2012 yaz aylarında yazmaya başladım. Amacım ebeveynlere ve öğretmenlere interneti, dijital kültürü, bilgi toplumunu tanıtmaktır.

Geleneksel modelde yetişen kuşaklar hayatı önce evde anne-babasından daha sonra da okulda öğretmenlerinden öğrenir. Dijital dünya farklı.

Dijital dünyada roller değişti.Çocuklar anne-babalarına ve öğretmenlerine bilgisayarı, interneti, sosyal medyayı, dijital kültürü öğretiyor.

Oysa dijital kültür söz konusu olduğunda da anne-babanın ve öğretmenin “öğretici” rolü değişmemeli. O nedenle temel bilgiye sahip olmalılar.

Kitapta her gün için bir tane “dijital konu” seçilmiş ve onunla ilgili on tane açıklayıcı madde yazılmıştır. Her gün bir konu okusanız yeter

Her konuyu açıklayan on maddenin her birinin de bir özelliği var. O da en çok 140 harften oluşması. Böylece bir Tweet ya da SMS olabilir.

Neden böyle bir sınırlama? Çünkü hızlanan yaşamda uzun metinleri okumak sadece gençlere değil giderek herkese sıkıcı gelmekte.

Ayrıca konuları böyle bir sınırlama ile anlatmak yazar için de bir meydan okuma. Gereksiz uzunlukta yazmak yerine işin özünü anlatabilmek.

Bu vesile ile rahmetli Oğuz Aral abimizi de analım. Genç karikatüristleri “Gereksiz taramalardan kaçının” diyerek benzer amaçla uyarmıştır.

Kitabı 2012 yılının sonbaharında bitirmeyi amaçladım, ancak kitap 2012 yılının son günlerinde tamamlandı ve şimdi size emanet. Keyif alın !