#DijitalDiktatörlük #BüyükVeri #DijitalMucize #SOLID #KişiselVeri #SosyalKredilendirme #Çin #CERN #Web

Dünyanın yarısının internette olması ne temsili demokrasinin balını tuttuğu için parmağını yalayanları aç bıraktı, ne de totaliter rejimlerde bir gevşemeye neden oldu. “SOLID” bir değişim yaratabilir mi?

 

Dijital belleğe “büyük veri” ifadesiyle giren kavram kısa zamanda popüler “veri diktatörlüğü”ne dönüştü. Sadece kavramsal olarak değil. İşin teknik detaylarına ulus devletlerden daha çok hakim olan global teknoloji şirketleri kendi veri diktatörlüklerini kurmaya başladı bile.

Çin’le üretimde, Wall-Mart’la fiyatlamada rekabet edilemeyeceğini öğrenmiş olanların yanında şimdi de Google veya Facebook ile veri diktatörlüğü alanında rekabet edilemeyeceğini öğrenenler sıralanıyor. Bir yandan da kendi dijital diktatörlüklerini kurmakla meşgül olurken. Örneğin Çin’in sosyal kredilendirme sistemi. Sadece ekonomik değil toplum içindeki gündelik yaşam performansı da kaydedilip puanlaştırılıyor. Elinize para geçti de iyi bir semte mi taşınmak istiyorsunuz? Para yetmez, sosyal kredi puanınız da tutmalı.

Bu yenilmez gibi görünen dijital akıntıya karşı şimdi bildik bir isim kürek çekmeye başladı. Web teknolojisinin yaratıcısı Tim Berners Lee. Anımsanacağı üzere CERN’de çalışırken geliştirdiği bu teknolojiyi ücretsiz olarak tüm dünyanın kullanımına ve gelişimine sunmuştu. Amacı toplumların daha demokratik hale gelmesiydi belki de. Ama otuz yıl sonra işlerin tam tersi yönde ilerlemekte olduğu kendisi de görmüş durumda. Onun için yeni bir platfom üzerinde çalışıyor. Adı SOcial LInked Data (sosyal bağlantılı veri) ifadesinin kısaltması olarak SOLID (İngilizcesi “katı, sağlam”).

SOLID üzerinde geliştirilecek uygulamaların temel özelliği kullanıcının ürettiği verinin hakimiyetinin yine kullanıcının kendisinde olacağı. Kullanıcı ürettiği dijital verinin nerede saklanacağına da bunlara kimlerin erişebileceğine de kendisi karar verecek. Bu en temelde webin bugünkü merkezileşmiş yapısını yeniden “dağıtık” hale getirecek. Bir başka deyişle örneğin Google’ın yazılım robotları periyodik olarak interneti taradığında Solid platformunda çalışan uygulamaların verilerine ulaşamayacak, onların bir kopyasını kendi bünyesine alamayacak, onları endeksleyemeyecek. Gündelik kullanıcılar sıradan aramalarına doğru sonuçlar alabilsin diye örneğin Facebook perde arkasında milyonlarca kullanıcının bilgisini başka kurum ya da kuruluşlara satamayacak.

İşte Solid bu yönde bir söz veriyor. Peki başarılı olabilir mi? Webin bugün gelmiş olduğu merkezileşmiş yapısı sadece teknoloji devi şirketlerin para kazanma hırsı ile “bilinçsiz (dijital) tüketici” konumundaki bireylerin kendi verisine sahip çıkmada gösterdiği özensizlik mi? Sosyal medya sitelerinde bireylerin gönüllü olarak özel yaşamlarını paylaşmaları teknolojik imkan(sızlık)larla açıklanabilir mi? Ya da Solid gibi bir teknoloji platformu sunulduğunda aynı kullanıcı grubu bir anda aydınlanarak artık eski hataları yapmaz mı olacak?

Peki en azından Solid’in az da olsa bir “tüketim bilinci” getirdiğini varsayalım. Bugünün teknoloji devleri yerlerinde mi sayacak? O eski sadık müşterilerinin bu yeni platformda ürettiği verileri kendileri ile paylaşması ya da direkt satması için pazarlama faaliyetleri yapmayacaklar mı? Daha da ileri gidip bu yeni platformda kendilerini yeniden yapılandırarak varlıklarını sürdürmeyecekler mi?

Uzun lafın kısası dört küsur milyar insanın internete erişir hale gelmesi ne temsili demokrasinin balını tuttuğu için parmağını yalalayanları aç bıraktı, ne de totaliter rejimlerin gevşemesine neden oldu. Solid bir değişim yaratabilir mi? Çok zor. Yine de gelişmeleri izleyip göreceğiz. Belki dijital bir mucize olur!

Herkese Bilim Teknoloji Dergisi; “Dijital Kültür” Köşesi (Sayı 124 – 10.08.2018)

Popüler Etiketler