Metaface!
Facebook’un Meta açıklaması şuna benziyor: Nobel Edebiyat Ödülü’nü kazanmak istiyoruz. O nedenle okuma-yazma öğrenmeye karar verdik!
Mark Zuckerberg geçen hafta Facebook 2.0’ı duyurdu. Adı Meta! Anlaşılan Facebook’u Metaverse (meta evren) konsepti çerçevesinde dönüştürmek istiyor. Yani sanal gerçeklik gözlükleriyle erişilecek holografik bir dünya! Artık Prenses Leia; “Yardım et Obi-Wan Kenobi! Sen benim tek umudumsun!” diye holografik mesaj göndermeyecek. Onun yerine gözlüğü takıp galaksinin ötesi ucundaki Obi-Wan ile aynı (dijital) mekânda buluşup, konuşabilecek.
Zuckerberg’in açıklamalarını izleyenlerin aklına gelen ilk temel soru da bu yönde zaten. Leia’nın, Obi-Wan’ın devri gelene dek Meta’nın geliştirilmesini mi bekleyeceğiz? O kadar zaman almayacak olsa da Meta hemen yarın deneyimlenmeye başlayacak bir dijital diyar değil. Bugün Meta gibi bir sanal aleme, dijital diyara ya da metaevrene erişmek için gerekli olan sanal gerçeklik (VR) gözlüğünün fiyatı birkaç yüz dolardan başlıyor. Kaymaklı vergiler hariç. Üretmeyip ithal eden ülkelerde nihai tüketicinin cebinden çıkacak bedel bin dolara kadar yükseliyor. Oysa mevcut Facebook 1.0’a erişmek için ödenen muadil bedel sıfır. Ayrıca VR gözlüğü gerektirmeden varlığını sürdüren metaverseler de yok değil. Bakınız eski dost SecondLife.com! Ortada bitcoinin adı dolaşmazken Linden dolarıyla insanlar SecondLife’ta dijital arazi satın alıyordu!
Facebook’un Meta açıklaması şuna benziyor: Nobel Edebiyat Ödülü’nü kazanmak istiyoruz. O nedenle okuma-yazma öğrenmeye karar verdik!
Yapılan açıklama teknolojik bir ilerleme olmaktan ziyade halkla ilişkiler manevrası olarak değerlendiriliyor. Meta gibi prematüre bir imkân bu kadar güçlü bir ses tonuyla tanıtılıyorsa, Facebook’un laboratuvarlarında geliştirilmekte olan yapay zekâ algoritmalarının ünü Plüton’a kadar ulaşmalıydı! Oysa Elon Musk, Zuckerberg’e sataşmadığı sürece Facebook’tan bu konuda herhangi bir ses çıkmıyor.
Peki neden? Bellidir ki ABD’de bir kesim, Trump’ın başkan seçilmesiyle sonuçlanan seçim sürecinde Facebook’un doğrudan ya da dolaylı katkısının hasıraltı edilmesini engelleme konusunda kararlı. Birkaç yıldır Zuckerberg’i kamu binalarında Amerikan halkının temsilcilerine ifade verirken izliyoruz. Google yirmi senedir bir mantra gibi tekrar ede ede “kötü adam” rolünü büyük bir başarıyla Facebook’un üstüne yıktı. Hangisi ne kadar kötü (mü) bilinmez! Facebook’un imaj tazelemek için yepyeni bir şeye gereksinim duymuş olması oldukça doğal. Ancak Meta’nın yakın gelecekte bir sonuç vermeyeceğinden hareketle bu manevranın birkaç günü kurtarmanın ötesinde firmaya ne gibi bir fayda sağlayacağı da tartışma konusu. Tıpkı Demokrat Parti zamanından beri Trakya’da bulunduğu ilan edilen ama bir türlü çıkarılamayan petrol gibi!
Meta ile ortaya çıkacak en büyük tartışma konusu belli ki kişisel verilerle ilgili olacak. Bugün üç-beş tane LIKE tıklamasının işlenerek kullanıcının profilinin çıkarılması tartışılırken Meta evreninde kullanıcının retina bilgilerine kadar çok daha geniş bir kişisel veri havuzu yakalanabilecek, saklanabilecek ve işlenebilecek. Facebook kişinin karakter yapısını çözdüyse Meta kişinin metabolizmasında olan bitenleri anlık olarak tahmin edebilecek. Doğal olarak Facebook (ya da Meta) bu renkli dünyaya girebilmesi için bireye hiç okumayacağı birkaç yüz sayfalık bir kullanıcı sözleşmesi dayatacaktır. Birileri bu sözleşmede yazılan şeylerin ne anlama geldiğini deşifre edene dek gözlüğü takan Meta’ya geçmiş olacak!
Herkese Bilim Teknoloji Dergisi; “Dijital Kültür” Köşesi (Sayı 294 11.11.2021)