Tümdengelmeyelim!
İnsan bildikçe özgürleşeceğine, kendini sınırlandırmayı tercih ediyor.
Başlangıçta tümdengelim vardı ve bu iyi bir şeydi. Bilişsel kapasitesi asgari düzeyde olan “insan” kendisi için en büyük anti-tez olan doğaya karşı içgüdüsel mücadelesinde bu model yönlendiriciydi. Doğadaki her şey ona doğru geliyordu ve o, gücü yetebildiklerini alaşağı ediyor, diğerleri karşısında yenilgiye uğruyordu. Başlangıçta insanı tümdengelimci olmaya doğa zorladı!
Şimdi aradan yüzbinlerce yıl geçtikten, “insan” oradan buraya evrilmiş ve beyninde büyük bir bilişsel beceri-kapasite oluşturmuşken tümdengelimciliğin hala varlığını sürdürmesine ne demeli? Hele şu son otuz yıl içinde teknolojiden aldığı destekle ateşinin yeniden canlanmasına? Kilisenin-dinin yapamadığını teknoloji mi yapıyor?
Yapılan akademik araştırmaların sonuçları çok net! Bugünün ortalama bireyi, kendi inandıklarıyla paralellik arz eden şeylere odaklanma, onları doğru olarak kabul etme konusunda daha istekli-arzulu. Bu formüle uymayan şeyler ise, somut-nesnel gerçekler olsa bile, değersiz-anlamsız! İnsan bildikçe özgürleşeceğine, kendini sınırlandırmayı tercih ediyor.
Yeri geldiğinde geçmişten ders alma nakaratı herkesin ağzında da hiç kimse gündelik popüler olayları analiz ederken bu modeli tatbik ederek pratik örnekleri gündeme getirmiyor. Örneğin bugün kimse devletin bireye bir nüfus kâğıdı ya da pasaport vermesini “fişlenme” ile bağdaştırmıyor. Ancak aşının içindeki sıvı-organik çipin (böyle bir şey henüz icat edilmemiş olsa da) varlığını kabul edebiliyor. 20. yüzyılın ilk yıllarında İngiltere nüfus kâğıdı kavramını gündeme getirdiğinde aynı “çipleme-fişleme” isyanı görülmüş. Bugün neden en okumuşundan en cahiline dek nüfus kâğıdı ile çipleme-fişleme bağdaştırılmıyor? (Sorsan, ilk insandan beri nüfus kâğıdı vardı diyecek belki de).
Tümdengelimci olmak kolay! Sübjektif-kişisel olduğu için kimsenin suçlayamayacağı şeyleri “doğru” kabul et. Ondan sonra da dünyayı o gözlükle değerlendir. Öyle ki doğru diye kabul ettiğin şeyin sadece kendi gerçeğin olduğunu da giderek unut. Onu tek doğru katına çıkararak gerçek ile eşdeğer hale getir. Hatta orada da durma. Bir de o gerçeği (senin doğrunu) reddedenlere karşı savaş aç! Onları eleştir. İmkânın varsa cezalandır! Tümdengelimci isen her sene gittiğin yolu kullanarak her sene gittiğin tatil yöresine gider ve orasının dünyanın tek ve en güzel tatil yöresi olduğunu iddia edebilirsin! Peki bunun tersi? Tümevarımcı olmak nasıl bir şey? Tümevarımcıysan her seferinde bilmediğin yollara sapma cesaretini-enerjisini göstermen gerekir. Amaç hep daha iyi tatil yöresine ulaşmaktır! Belki ulaşırsın, belki ulaşamazsın. Ama zamanla yolculuğun kendisi bir amaç haline gelir! Dürüst olmak gerekirse, tümevarımcının ulaştığı sonuçlar her daim ortalamanın üstündedir.
Dudak bükenler insanlığın yüzbinlerce yıllık geçmişine bir baksın! Hayvan postuna bürünüp mağaralarda yaşamayı kaç tanesi kabul ederdi bugün? İlerleme olmasaydı, o mağarada korkuyu bekliyorduk hala!
Tümdengelimci insan ile bugünün çağdaş insanı arasındaki ortak özellik aynı bilgi(sizlik) düzeyine sahip olmasıdır. Eski insanın bir mazereti vardı. Altyapısı-kapasitesi-potansiyeli yoktu. Çağdaş insanın ise tembellikten başka bir mazereti yok. Hangi coğrafyada, hangi şartlar altında doğmuş, büyümüş, yetişmiş olursa olsun! Dünyadaki tüm mucitler, tüm ünlüler, tüm zenginler, tüm sanatçılar, tüm mühendisler dünyanın sadece belli bir coğrafya-yöre-bölge-ülkesinden çıkmadığına göre! Bugün dünyanın pek çok yerinde tümdengelim var ve bu çok kötü bir şey!
Herkese Bilim Teknoloji Dergisi; “Dijital Kültür” Köşesi (Sayı 289 07.10.2021)

