Yapay Çığ

Eski dert: Emeğin sömürülmesi. Yeni dert: Emeğin sömürülmesine gerek kalmaması!

“Ve işte bir gün bakarsın ki on yılı geride bırakmışsın. Kimse sana koş dememiş. Başlama işaretini kaçırmışsın”. Elli sene önce böyle diyordu Pink Floyd. Kişi hayatının çeşitli evrelerinde kimi zaman başını kaldırıp, böyle bir “on yıl kaçırdım” hesabı yapmak zorunda kalabilir. Şu sıralarda pek çok toplum-insan, benzer bir durumla karşı karşıya.

Başlama işareti verildi ve bazıları koşmaya başladı. Geriye kalan büyük çoğunluk ise gündelik meşgalesi içinde ne o silahın sesini duydu ne de koşmaya başladı. Bazıları duyduğu halde nereye-nasıl koşacağını bilmediğinden şaşkın şaşkın etrafını seyretmekte. Bazıları da koşamasam bile yürürüm diyerek bir şeyler yapmaya çalışıyor.

ChatGPT bayraktarlığında gelen yapay zekâ çığının yol açtığı tablo bu. Orada el altında ücretsiz olarak kullanılmayı bekliyor. Ama pek çok kişi onunla ne yapacağını bilmiyor. Anlaşılan o ki bilgi toplumunun araçları bilgiden anlayan, bilgiyi işleyen, ondan yeni bilgiler üretme becerine sahip olanlar için faydalı-anlamlı. Diğerleri içinse anlamsız-değersiz! Onlara kalsa kalsa bir tane öykü kalır. Devasa büyüklükteki paha biçilmez değerli taşı ustası “kes” dedi diye tek hamlede kesen bilgisiz çırak hikayesi. Kaç yüz yıl geçtiği halde arkasından bir ikincisinin gelmediği.

Yapay zekâ yepyeni bir toplumun inşasını kuran temel dinamo olarak yol alıyor. Kaç kişi, kaç toplum bunun farkında? Hangi bireysel-toplumsal problemleri nasıl çözebilir diye koşturulurken, benzer dertlerden mustarip milyonlarcası öylece bekliyor. Bir başka Steve Jobs çıksın, hayatlarını kolaylaştırıcı bir yapay zekâ ürünü geliştirsin. Onlar da tonlarca para ödeyerek onu alıp hayatlarının malum kısmına monte etsinler. Akıllı telefonlarla yaptıkları gibi.

O nedenle yapay zekâ treni de kaçıyor diye hayıflanmaya gerek yok. Eskiden “ne kadınlar sevdim zaten yoktular” idi. Şimdi “ne trenler kaçtı zaten yoktular”. O kaçtığı iddia edilen trenlerin güzergahları zaten bizim ülkemiz dahil pek çok diyardan geçmiyordu-geçmiyor-geçmeyecek! Bizimkisi platonik bile olmanın ötesinde. Anlamsız bir hayıflanma. Asgari ücretle geçiniyorum ama Londra’nın en prestijli semtinde on milyon sterline bir aparman dairesi sahibi olamadığım için hayıflanıyorum. Gibi bir şey!

Konudan bu kadar kopuk olan bireyler-toplumlar için dün bilgisayar, internet, cep telefonunun bugün yapay zekâ, metaverse, blokzincirinin yıkıcı etkileri de gölgede kalacaktır. Çünkü bireysel-toplumsal dönüşümler-sonuçlar ile bu araçlar arasında irtibat kurabilmek belli bir bilişsel kapasite gerektirmekte. O kapasiteye sahip birey-toplum zaten bunlardan etkilenmez. Etkileniyorsa demek ki zaten irtibat kuracak kapasitede değil. Eski ABD Başkanı J. Carter ne demişti: “Bütünüyle cahilsen ve günde bir dolarla hayatını idame ettiriyorsan, globalleşmenin faydaları sana ulaşamaz”. Bu tümce yeni döneme nasıl uyarlanabilir? Belki şöyle: “Bütünüyle dijital-cahiliysen ve günde bir saat internet kullanarak yaşamını idame ettiriyorsan, yapay zekanın faydaları sana ulaşmaz”.

Bugün nasıl ki sanayi toplumunun üstünden iki yüz elli sene geçtiği halde feodal tarım toplumu varlığını sürdürüyorsa yapay zekâ insanları dijital diyarlara götürdüğünde de fiziksel ya da dijital cahil kitleler var olmaya devam edecek! Ontolojik anlamda bir şeyden korkacaklarsa, onların emeğini sömürme gereği duymayacak bir toplum modelinden korksunlar!

Herkese Bilim Teknoloji Dergisi; “Dijital Kültür” Köşesi (Sayı 377 22.06.2023)

Popüler Etiketler