Yapay Luditler
Yapay zekâ insanları işşiz-işlevsiz bırakacak deniyor. Yanlış! Yapay zekâ insanlığı işsiz-işlevsiz bırakacak!
Anlaşılan Noam Chomsky de yapay zekâ kırıcılarına yakın duruyor. Geçtiğimiz günlerde New York Times’da yayınlanan bir ortak makalede ChatGPT gibi yapay zekâ örneklerinin gelecekle ilgili verdikleri “yanlış söz”lerin altı çiziliyordu. Makalenin özünde Chomsky, Roberts ve Watumull aslında basit bir önkoşuldan yola çıkarak yapay zekayı terse yatırmaya çalışır gibiler. O basit önkoşul da (yazdıklarından öyle anlaşılıyor) anlama-açıklama gibi bilişsel eylemler söz konusu olduğunda tek bir norm vardır; o da insanın biyolojik evrimi sonucunda bugün ulaşmış olduğu beyin organı ile neyi-nasıl yapabilmekte olduğudur!
Benzer yorumu bir süre önce şarkıcı Nick Cave de yapmıştı. “Ben günahkârım, ben azizim/ Ben karanlığım, ben aydınlığım/Ben avcıyım, ben avım/Ben şeytanım, ben kurtarıcıyım” şeklinde sözleri olan ve ChatGPT tarafından “Nick Cave tarzında” bestelenen parçaya karşı sanatçının değerlendirmesi şöyleydi: “Şarkılar acıdan doğar. Yaratılışın karmaşık, içsel insani mücadelesine dayanır ve anladığım kadarıyla algoritmalar hissetmez (…) ChatGPT’nin içsel bir varlığı yok. Hiçbir yerde bulunmadı, hiçbir şeye katlanmadı, sınırlarının ötesine ulaşmaya cüret etmedi. Dolayısıyla, aşabileceği sınırlar olmadığı için, paylaşılan aşkın bir deneyim kapasitesine sahip değil”.
Batı kültürünün “demokrasi” üzerinde telif hakkı talep etmesi gibi. İnsan da sadece ürettikleri değil iç yapısı açısından da beyin ile ilgili her şey üzerinde telif talep ediyor. Zekâ mı? O da bir şey mi? Sen asıl özbilinç sahibi ol! Rutin işlerde mükemmellik mi? Sen duygudan bahset!
Peki öyle olsun! Bu sorunu çözmenin çok basit bir yolu (varsayımı) var. Yapay zekâ hakkındaki her şeyi insan ile kıyaslamak yerine onun başka bir varlık türü olduğunu kabul edelim. Adına da “zekâ” demeyelim. İnsanı çağrıştıran hiçbir şey ile ilgili olmasın adı. Chomsky ve arkadaşlarının yazdığı gibi şeylerin “ne olduğu, ne olmuş olduğu, ne olacağı” hakkında hükümdarlık kurabilen ama “ne olmadığı, ne olabileceği, ne olamayacağı” hakkında zır cahil kalan bu “şey”e zeka filan demeyelim.
Peki şimdi ne olacak? İnsanlık makamını koruduk korumasına ama bu zır-cahil orada gelişimini sürdürüyor. Yakın gelecekte, yapay luditlerin iddia ettiklerinin tersine şeylerin “ne olmadığı”, “ne olabileceği”, “ne olamayacağı” konularında da hüküm vermeye başlayacak. Daha şimdiden kendi kendisini beslemek üzere veri üretmeye başladı.
Chomskylerin makalesinde çarpıcı bir tümce var: “Bu programlar aslında bilişsel evrimin insan-öncesi ya da insan-dışı aşamasına takılıp kalmıştır”. Yani en iyi şartlarda daha bu aşamaları geçecek de insan düzeyine ulaşacak da onu geçecek de biz de göreceğiz. Bu evrimin bile imkânsız olduğu vurgusu yapılırken göz ardı edilen bir şey var. Yapay zekâ tüm bu insani maceranın gelişim hızı ile kıyaslandığında o kadar süratli ilerliyor ki onun insan-ötesi düzeye ulaşması artık yıllar, olmadı on yıllar mertebesine geriledi.
Batı cephesinde değişen bir şey yok! İnsan doğada gelişti, doğaya hâkim oldu. Yapay zekâ da insanda gelişiyor; bir süre sonra da insana hâkim olacak! Yapay zekaya karşı tavır alan insanın yaptığı nesnelmiş gibi görünse de aslında oldukça bencilce! Yapay zekâ insanları işşiz-işlevsiz bırakacak deniyor. Yanlış! Yapay zekâ insanlığı işsiz-işlevsiz bırakacak! “Bu maceranın sonu”!
Herkese Bilim Teknoloji Dergisi; “Dijital Kültür” Köşesi (Sayı 364 23.03.2023)

