2025 Kıyametleri

O güzel teknolojileri kapitalist paradigmadan kurtarmak gerek!

2024, 2025 ve sonrasına hangi teknolojik sorunları devrediyor? Bir süre önce Çinli bazı akademisyenlerin kuantum kıyameti ile ilgili açıklamaları fazla manşet olmadı. Doğruysa, Çin askeri dahil her türlü şifreyi kırabilecek düzeyde bir kuantum bilişim kapasitesine erişmek üzere.

Her türlü şifreyi kırmak sadece şifre ile erişilebilen web siteleri ya da mobil uygulamalar (örneğin bankacılık uygulamaları) anlamına gelmiyor. Tüm bir blokzinciri de radara giriyor. Çin böyle bir seviyeye ulaşırsa herhangi bir blokzinciri uygulamasını, örneğin Bitcoin blokzincirini kırabilir mi? Blokzincirini kırmak, bir anlamda dijital zinciri oluşturan blokları deşifre edip içindeki bilgileri değiştirmek anlamına da gelir. Türkçesi: Kişi sabah kalktığında dijital cüzdanındaki bitcoinlerin uçup gitmiş olduğunu görebilir! Böyle bir manipülasyon sadece sıcak cüzdanları değil, soğuk cüzdanları da etkileyebilir. Kısacası Çin blokzinciri ve onun üzerinde soluk alıp veren kriptopara paradigmasını bir hamlede kendi lehine çevirebilir. Dilerse fişi çeker, dilerse bir gecede ya da kademeli olarak malın üstüne konar. Ya da dilerse bunu bir tehdit unsuru olarak kullanıp başka siyasi-ticari kazanımlar elde eder!

Yapay zeka kontrol-delisi kapitalist sanayi toplumunun en vahşi düşlerini gerçekleştiren teknoloji olarak yerini alıyor. Bundan en çok istifade edecek olanlar kendi toplumunu kontrol altında tutmak isteyecek kurumlar olacaktır. Devlet söz konusu olduğunda vatandaşını, şirket söz konusu olduğunda müşterisini-çalışanını.

Yapay zekaya dayalı bir süreç icra edildikçe o süreçte öngörülmemiş bir olasılığın (anomali, mutasyon) hayat bulması giderek güçleşecek. Bunun bir sonucu da toplumların muhafazakarlaşması, kutuplaşması olacak. Bu dönüşüm başladı bile. Bilgisizliğin olduğu bir ortamda bu tür sistemler müthiş ilerleme sağlayacaktır. Örneğin milyonlarca vakayı baz alarak geliştirilmiş bir teşhis-tanı sistemi, modern tıbbın erişemediği coğrafyalarda pek çok hayatı kurtarabilir. Ancak bilginin had safhada işlendiği ortamlarda bu tür sistemler ilerletmek yerine frenlemeye neden olabilir. Ayrıca hatalı veri kümelerini baz alan yapay zeka sistemleri ortamın kalitesini düşürmeye de neden olur. Geçtiğimiz haftalarda New York’ta sokak ortasında öldürülen sağlık sektörünün bir CEO’su buna güzel bir örnek. %90 hata oranlı bir yapay zeka sistemi çalıştırarak sigortalısının adeta ölmesini hızlandıran bir şirketin yöneticisi. Görünen o ki hata oranı şirketin aleyhine değil, lehine çalışıyormuş! Örneğin şirketin karı böylece 12’den 16 milyar dolara çıkmış!

Yapay zeka ile muhafazakarlaştırılan toplum, sosyal medya ile kolayca yönetilebilen-yönlendirilebilen bir hamura dönüştü. Oxford Üniversitesi’nin 2024 için seçtiği “beyin çürümesi” ifadesi işaret fişeği olarak değerlendirilebilir. En büyük hasar ise nesnel gerçeklikler üzerinde oluşuyor. Dünya eğitimden önceki o vahşi haline geri dönüyor. Kim hangi konuda ne düşünüyorsa onun için gerçek odur! Bu tabloda geriye halledilmesi gereken bir şey kalıyor. Bilinçdışına hitap eden o inatçı ögeden kurtulmak. Bireyi fiziksel gerçeklik boyutundan soyutlamak. Günde sadece sekiz saat bir ekrana bakarak değil. Yirmi dört saat gözünün görebildiği her detayda onu başka bir gerçekliğe ışınlayarak. Bunu da metaverse sağlayacak. Gelecekte kimse üzülmeyecek, kimse obez ya da çirkin olmayacak, kimse zor durumda kalmayacak, kimse ölmeyecek. Çünkü kimse yaşamayacak!

Herkese Bilim Teknoloji Dergisi; “Dijital Kültür” Köşesi (Sayı 453 26.12.2024)

Popüler Etiketler