Aslında Çikolata Yok!

Gerçeklik ayarıyla oynanmış kuşakların yanlıştan-yalandan uzak çelişkisiz dünyasına doğru..

Matrix filmindeki “kaşık sahnesi” çeşitli açılardan yorumlanmıştı. Şimdi yeni bir açı daha peydahlanıyor. Yeni gelen kuşaklar açısından kaşık sahnesi. Neo’nun şaşkın bakışları altında eline aldığı kaşığı plastik bir nesneymiş gibi bakışlarıyla eğip-büken çocuk en sonunda asıl meselenin ne olduğunu Neo’ya açıklar: “Aslında kaşık yok!”

Bugün 40 yaşının üstünde olanlar gözler önündeki somut gerçeklik karşısında bu yorumu saçma bulacaklardır. Kaşık ya vardır ya yoktur! Gözümle görüyor, elimle tutabiliyorsam yoktur denilemez! Eski güzel fiziksel dünyamızda bu tür yorumları yapabilmek oldukça kolaydı. Yapay zeka virüsünün yayılmasıyla birlikte harlanan dijital alevler işleri giderek zorlaştırıyor.

Şimdi bir çocuk düşünün. Kendini bildi bileli internet ile sosyal medya ile iç içe. Karşısına her gün on küsur kişinin bir masanın arkasında yemek yerken çekilmiş videoları geliyor. Bu kişiler acayip giysiler içindeler. Bir videoda sessizce yemeklerini yiyip birbirleriyle konuşmadan masayı terk ediyorlar. Bir başkasında günün popüler şarkılarına eşlik etmek üzere masadaki yemeği bırakıp ayağa fırlayarak dans etmeye başlıyorlar vs.

Bu çocuk bir gün okula gidiyor ve tesadüfen yüzyıllar önce yapılmış çok ünlü olduğu söylenen bir tablo ile karşılaşıyor. Leonardo da Vinci’ye ait Son Akşam Yemeği tablosu. Öğretmeni ressam ve tablo hakkında bilgiler verdikçe bizimki gülüp duruyor. Çünkü onun aklına hep yıllardır izlediği o videolar geliyor. Belli ki öğretmeni bir şeyleri yanlış biliyor!

Bugün adına DeepFake denilen ve yapay zeka desteği ile herhangi bir görsel malzeme (fotoğraf ya da video) üretilen devirde neyin var-doğru-gerçek olup neyin olmadığını tespit etmek giderek zorlaşıyor. On sene sonra olasılıkla insanlık artık bu ayrımı yapma zahmetine katlanmayı bir kenara bırakacak. Kendisine neyin orijinal, doğru ya da var olduğu söylenirse onu kabullenecek. Bir süre sonra tam tersi bir şey o gruba terfi ederse bu kez de onu. Arada bir çelişki olduğunu umursamayacak bile. Bu işte bir yanlışlık var demeyecek!

Çok distopik gelebilir. Ancak bu süreci teknoloji ya da yapay zeka icat etmedi. Bu süreci dünyanın pek çok yerinde uyanık politikacılar akıl etti, uygulamaya geçirdi. On yıllardır da uyguluyorlar. Teknoloji sosyal medyanın palazlanıp siyasetin radarına girmesiyle suça bulaştırıldı. Politikacılar o yalan-yanlış bilgiyi sosyal medyaya taşıdı. Çünkü televizyondan çok daha hızlı, çok daha ucuz ve çok daha geniş bir kitleye sosyal medya üzerinden erişebileceklerini keşfettiler! Sözcüsü ne demişti Trump’ın ilk dönem yemin töreniyle ilgili olarak “bizim alternatif doğrumuz”. Meydana kaç kişinin geldiği onların alternatif doğrusuna göre çok farklıydı. Havadan çekilen fotoğraflara göre yapılan tahminlerle kıyaslandığında!

Şu söz İsmet İnönü’ye atfediliyor ama belli ki asıl kaynak Victor Hugo: “Namuslular da namussuzlar kadar cesur olmalı”. İnsanın ve toplumun doğruluk-gerçeklik ayarlarıyla oynayacak derecede hadsizleşenler karşısında (bu ister teknoloji olsun ister politika) bireyin ya da toplumun da kendisinde bir şeyler yapacak cesareti bulması gerek. Ya da kim bilir belki de günde üç öğün çikolata yemek sağlığa o kadar da zararlı değildir! Ne de olsa “aslında çikolata yok”.

Herkese Bilim Teknoloji Dergisi; “Dijital Kültür” Köşesi (Sayı 463 07.03.2025)

Popüler Etiketler