Dijital Anne

Annenizin avatarını mezardan çıkarıp getirmek ister miydiniz?

Black Mirror dizisinin ikinci sezon ilk bölümü teknoloji ile psikoloji ve etik değerlerin alt üst olduğu bir konuyu ele alıyordu. Ya kaybettiğiniz bir yakınınızın üç boyutlu hümanoid versiyonu ile yaşama imkânınız olsaydı? İnsandan ayırt edilemeyen hümanoidi kutusundan çıkarıp, uzuvlarını birleştirecek ve düğmesine basacaksınız. Hepsi bu! Karşınızda yıllar önce yitirdiğiniz anneniz ya da eşiniz!

Çin’de bir teknoloji firması bu konudaki ilk ciddi adımı atmış durumda. Üç boyutlu olmasa da akıllı telefon ya da tablet üzerinde “yaşayan” bir avatar şeklinde. Yitirilen yakının bilinen tüm özellikleri sisteme giriliyor ve avatar gerek görüntüsü gerek sesi gerekse de (olabildiğince) karakteriyle oluşturuluyor. Zaten avatar demek, Hint mitolojisinde yeryüzüne inen tanrıların girdiği insan kılığı değil mi? Benzer şekilde bir insan da daha alt düzey bir “evren” olan dijital aleme dijital avatar kılığında inmiş oluyor!

Tanrıların insan kılığına girmesi, insanların onların gerçek hallerini görmeye dayanamayacak olması. Peki Çinlilerin yaptığı dijital avatar bir sonraki adıma geçer de “Hemen Döneceğim” adlı bu Black Mirror bölümünde olduğu gibi üç boyutlu bir hal alırsa? Yıllardır görmediğiniz, sesini duymadığınız ama özlemi kalbinizde azalmayan tam tersi artmaya devam eden (örneğin) annenizin bir gün yeniden karşınıza gelme olasılığı ortaya çıksa. Ne yaparsınız? Hümanoid annenizi internetten sipariş eder misiniz? Kargodan gelecek paketten çıkacak parçaları (kolları, bacakları vb.) birleştirip onu bir bütün haline getirebilir misiniz? Belki de tüm bunları satıcı firmanın yapmasını talep edip, annenizi satış mağazasından çalışmaya (pardon) yaşamaya hazır halde teslim almayı tercih edersiniz!

Sonra ne olacak? Anneniz sizinle birlikte sofraya oturacak ama yemek yemeyecek. Yatma vakti geldiğinde odasına gidecek ama uyumayacak. İlk versiyonda belki de bir açma-kapatma düğmesi olacak. Ancak sonraki versiyonlarda sizinle birlikte “mış gibi” yapmaya başlayacak. Sofraya oturacak. Fizyolojik olarak gereksinim duymasa da sürecin doğallığı bozulmasın diye sizinle birlikte yemek yiyecek. Sizin tuvalet ihtiyacınız olduğu gibi o da günün belli vakitlerinde tuvalete gidip, mide bölgesini açacak ve içindeki yiyecek ve sıvıları temizleyecek. Akşam yatma vakti geldiğinde elektrik süpürgesi gibi artık düğmesine basıp kapatarak bir kenara kaldırmayacaksınız. O da sizin gibi bir yatağa yatacak. Uyku gereksinimi olmasa da gözlerini kapatıp sabahı bekleyecek.

Peki onunla ne konuşacaksınız? Şimdiye dek konuştuğunuz şeyleri. Arzu ederseniz annenizi size karşı sert ya da yumuşak davranacak şekilde karakterlendirebilirsiniz. Peki yaş durumu ne olacak? Annenizin yaşı ve görüntüsü hangi yaşındaki haline uygun olacak? Siz çocukkenki haline mi? Yoksa vefat etmeye yakın, ama dinç ve sağlam olduğu bir yaştaki haline mi? Peki siz onun yaşına ulaşırsanız ne olacak? Mecburen onun da fiziksel şeklini değiştirmek isteyeceksiniz. Annenizden daha yaşlı görünmek istemezsiniz herhalde. Tabi işin şükür denilecek yönleri de olmayacak değil. Örneğin kaç yaşında olursa olsun anneniz hiç Alzheimer olmayacak. Bir gün kapıdan çıkıp gitmeyecek. Sabah kalktığında sen de kimsin diyerek şaşkın şaşkın yüzünüze bakmayacak! Size hep miniği gibi davranacak! Siz ona nasıl davranacaksınız? İlk hevesiniz geçtikten sonra? Açma-kapama düğmesi fena bir fikir olmayabilir aslında!

Herkese Bilim Teknoloji Dergisi; “Dijital Kültür” Köşesi (Sayı 403 28.12.2023)

Popüler Etiketler