Meta-Komplo Teorisi
Aşı karşıtlığı yeni bir seçilmişler kitlesi oluşturuyor. 22. yüzyıla kimlerin kalmayacağını belirleyecek!
Pandemi nedeniyle herkes “kendi meşrebine” göre durumdan vazife çıkardı. Almanya’da kansere çözüm bulmak üzere çalışan iki bilim insanı, televizyonda Wuhan haberlerini görünce çalışmalarının yönünü değiştirmeye (iyi ki) karar verdi. Sonuç? Biontech aşısı!
Benzer şekilde başka meşrepten olanlar da Bill Gates-5G-Çip gibi olguları birer beton sütun yaparak komplo binası inşa etmeye başladı. Bilim insanı bilim insanı gibi, komplo teorisyenleri de komplo teorisyeni gibi. Herkes tutarlı. Her şey tam da olması gerektiği şekilde. Merkez Efendi nur içinde yatsın!
Komplo teorisyenlerinin yolunun doğru ama savundukları şeyin yanlış olduğunu ispat edebilecek bir meta teori de söz konusu. Senaryo şöyle gelişiyor: Dünya kaynakları ile nüfusu kıyaslandığında bir dengesizlik olduğu uzun zamandır biliniyor-konuşuluyordu. Peki nüfus nasıl azaltılabilirdi? Atiye dizisindeki gibi kadınların doğurganlığını ortadan kaldırarak mı? Savaş sevdalılarının arzu ettiği gibi kitlesel ölümlere neden olacak büyük bir savaş çıkararak mı? Etki alanındaki nüfusu çeşitli kriterlere göre (ırk, din, vb.) ayrıştırıp ötekileştirerek birbirine kırdıracak diktatör bozuntusu liderlerin iktidarları ele geçirmesine yardım ederek mi?
Bunlar denenmiş ve orta vadede işe yaramayacağı belli olmuş çözüm yolları. Denenmemiş bir yol ise, zamanın ruhuna uygun olacak şekilde, global köyde oradan oraya hareket halinde olan nüfusu da ulak-taşıyıcı gibi kullanarak bir pandeminin çıkmasını beklemek (doğuda su testisi illa ki su yolunda kırılır, bir çatlak illa ki oluşur). Ondan sonra da adeta deist bir yaratıcı ruhu ile gelişmeleri izlemek. Birileri (bilim insanları) canla-başla çözüm üretmeye çalışacak, birileri finansal amaçlarla onlara destek olacak. Bu yoldaki gelişmeler er ya da geç olumlu sonuçlanacak ve virüsten koruma sağlayacak bir neticeye (aşı) ulaşılacak.
Komplo teorisyenleri aşı gibi bir çözüm ortaya çıkana dek, pandeminin “çıkarılmış” olduğunu savunacak ve (burası kritik) dünya üzerinde belli bir profildeki nüfusun dikkatini çekmeyi başaracak. Bu profil aslında kısa çöpü çekenlerdir! Aşı ortaya çıktıktan sonra da egoları tavan yapmış bu teorisyenler yeni bir aşamaya geçecekler: Aşı karşıtlığı. Aşının görünen yüzü çözüm ise komplo kısmına ancak aşının kötü bir şey olduğu yüzü düşecek. Aslında komplo teorisyenleri farkında olmadan bu yolu seçmek zorunda kalacak. Aksi taktirde o “seçilmiş kitle” peşlerinden gitmeyi bırakacak.
Aşı olmaya direnç gösterme yönünde gelişme gösteren komplo teorileri insanları bir seçim yapmak zorunda bırakacak. Aşı olmayanlar, kendi kendilerini “seçilmişler” grubuna dahil etmiş olacak. Süreç burada ilginç bir hal alacak. Zaman geçtikçe aşı olanlar virüse karşı ayakta kalmayı başaracak. Aşı karşıtı olanlar ise her yeni gelen varyantla birlikte daha çok ölmeye. “Aşı bizi öldürmek için yapıldı, aşı olmayalım” diyenler böyle dedikçe ölüme daha da yaklaşacak. Böylece tam tersini savundukları inancıyla ama özgür iradeleriyle ölmeyi seçmiş olacaklar. Zamanın post-truth ruhuna ne kadar uygun değil mi? Pandemi belki de bir sınav. Kim aklını kullanmayı öğrendiyse 22. yüzyıla onların soyu kalacak. O zaman geldiğinde dünyanın angaryasını yapacak yapay zekalar-robotlar da üretilmiş olacak (Endüstri 4)! Günümüzde: “Yaşlılara yer yok” idi. Gelecekte: “Cahillere yer yok!”
Herkese Bilim Teknoloji Dergisi; “Dijital Kültür” Köşesi (Sayı 288 30.09.2021)