Yapay Titanik

Geleceğin kamu yönetimi yapay zekayı insana köle yapmayı başarabilir mi?

Terminator, Titanik (ve tabii Avatar) gibi filmlerin yönetmeni James Cameron yapay zekanın denetlenmesi ile ilgili proaktif talepleri Titanik’in durumuna benzetiyor. Bu ikinci diyor. Daha önce de koca geminin buzdağına çarpmayacağı, çarpsa bile batmayacağı düşünülmüştü. Titanik popüler kültürde birinci olabilir ama yapay zekadan önce gelen ikinci bir örnek daha var: Cinayetin geliyorum diye bas bas bağırdığı Gabo’nun o ünlü romanı: Kırmızı Pazartesi!

Netflix’te yeni Bill Gates belgeseli yapay zekanın geleceği nasıl şekillendireceğine odaklanmış durumda. Malum Microsoft, yapay zekayı gündelik yaşamın bir parçası haline getiren OpenAI’ın en büyük yatırımcılarından. Gates’in buna nasıl karar verdiği de belgeselin başlarında açıklanıyor. Gates, OpenAI’in kurucularından Brockman’a yapay zekanız üniversite sınavlarındaki biyoloji sorularını çözerse ilgilenirim diyor. Brockman, GPT-4’ü yapıp 60 sorudan 59’unu açıklamalarıyla birlikte doğru çözdüğünü gösterdiğinde de Gates, sıtma ile uğraşmak yerine yapay zekaya odaklanmanın daha akıllıca olacağına karar veriyor.

Cameron ile Gates’in diyalogu iki uçta insanlığı nelerin beklediği ile ilgili iyimser-Gates ile kötümser-Cameron’u karşı karşıya getiriyor. İyimser uçta bugün bir doktora, bir öğretmene erişim sorunu yaşayan milyonlarca insanın yapay zeka sayesinde bu imkansızlıkları aşabileceği arzusu var. Kötümser uçta ise yapay zekanın çocukların elinde oyuncak haline gelmiş bir (nükleer) bomba olma olasılığı. Bugün olmasa da yarın!

Gates’in iyimserliğinin gerisinde naif bir yan yok değil. Sanki bugünün pek çok global sorununun lojistik, mühendislik ya da matematik (yetersizlik) sorunlarından kaynaklanıyor varsayımı şeklinde. İnsanlar aç çünkü yeterli besin yok! İnsanlar hasta çünkü yeterli doktor yok! İnsanlar cahil çünkü yeterli eğitim imkanı yok! Ne o, ne o, ne o! İnsanlar öyle çünkü açgözlü öteki insanlar besinlerin, doktorların, eğitimin o insanlara ulaşmasını engelliyor!

Benzer naiflik “peki onca işi yapay zeka yapmaya başlayınca insanlar ne yapacak” sorusunda da kendini gösteriyor. Mesela diyor Gates, “yapay zeka bana dese ki tamam bundan sonra sıtma sorunuyla ben ilgilenirim, hadi sen git biraz eğlen; bu beni biraz rencide eder”. Aynı yapay zeka fabrikada çalışan işçilere, çağrı merkezlerinde çalışan uzmanlara, hukuk bürolarındaki avukatlara, hastanelerdeki doktorlara aynı şeyi söylediğinde bu insanlar gerçekten de gelecek kaygısı duymadan, ailelerini nasıl geçindireceklerini, çocuklarını nasıl büyüteceklerini düşünmeden “eğlenmeye” mi gidecek?

Bundan önce hangi müthiş teknolojik sıçrama olduğunda insanlar eğlenmeye gitmişti? At arabaları yerine otomobil icat edildiğinde mi? Mum yerine elektrik kullanılmaya başladığında mı? Bilgisayar ya da internet gündelik hayata girdiğinde mi? Teknolojik icatlar ne yazık ki insanlara adil davranmıyor! Bu adaletsizliği gidermek üzere orada duran en güçlü yapı olan kamu yönetimi ise kendisinden giderek umut kesilen bir müessese haline almış durumda. Bizim ülkemizde de “sosyal devletin öldüğü” ta 1980li yıllarda bizzat devrin başbakanı (sonrasında da en kısa süre cumhurbaşkanlığı yapmış) zat tarafından zikredilmişti! Belki de üzerinde durulması gereken en önemli sorun yapay zekanın insanlığı yok edip etmeyeceğine kafayı takmak değil. Yapay zekanın insanlar için çalışmasını, insanlara yaşamak için gerekli maddi imkanları sağlamasını temin edecek bir kamu yönetimi inşa etmek!

Herkese Bilim Teknoloji Dergisi; “Dijital Kültür” Köşesi (Sayı 440 26.09.2024)

Popüler Etiketler