Deprem(ci) Fırtınası

@Grok, ne diyor gene bunlar yahu?

İstanbul’da yaşanan deprem fırtınası bildik tartışmayı yeniden alevlendirdi. İstanbul’da büyük bir deprem olacak mı? Yakın gelecekte mi olacak? Şiddeti-büyüklüğü ne kadar olacak? Yıllardır bu tartışmayı izleyen sıradan vatandaş bilim insanlarının aynı resme bakıp farklı yorum yapmalarına bir anlam veremiyordu. Son tartışmalar bir perdenin aralanmasına da vesile oldu gibi görünüyor.

Perde aralığından görünmeye başlayan kimi detaylar ise bilimden ziyade defolu insan ile ilgili sanki. Bu vesile ile öğrenildi ki bilim insanları daha Marmara Denizi’nin altındaki faylarla ilgili tablo üzerinde bile anlaşmış durumda değil. Kimisi son yıllarda gerçekleştirilmiş olan detaylı analizleri dikkate alarak fay hattı haritalarını güncellemiş. Kimisi ise yirmi-otuz sene öncesinin haritalarını baz alarak değerlendirme yapıyor.

Peki bu ikinci gruba girenler, yeni üretilen fay haritalarını yanlış buldukları için mi ona itibar etmiyor? Keşke öyle olsa. Yapılan değerlendirme ve yorumlardan anlaşılıyor ki bu yeni haritaları dikkate almama nedenleri bugüne dek savundukları tezlerin çöpe gitme olasılığından kaynaklanıyor. Onca yıl emek vermişler. Bir tez öne sürmüşler. Yanlışsa yanlış, ne olmuş yani? Bu ülkede sütten çıkan ak kaşık var mı ki?

Ne yazık ki bu tür davranış şekilleri “bilim” bünyesinde gerçekleştiğinden etik dışı bu yaklaşım modelinin “bilim” olgusunun kendisine ne kadar zarar verdiği göz ardı ediliyor! Muhafazakarından bilim insanına, görünen o ki, bir grup var, onların derdi günü ve kendini kurtarmak. Birisi dini-inancı zedeliyor; diğeri bilimi-bilgiyi. Bugüne dek din tüccarı ya da “dinci” diye bir kesime yükleniliyordu. Şimdi özeleştiri yapmak vakti. Demek ki bunun karşısında bir de “bilim tüccarı” ya da “bilimci” diye bir kesim var! Onlar da bilimin sırtından geçiniyor!

İstanbul’da 250 senede bir deprem olacak diyenler, bu periyotla çelişen (ve tarihe geçmiş) deprem ya da depremleri görmezden gelmiş mesela! Dahil etseler bir tez üretemeyeceklerdi belki de. Acaba tek sebep bu mu? Örneğin dahil etmeyerek deprem korkusunu belki de politik bir baskı unsuru haline getirdiler. Kimisi bunun temelindeki ideolojik bakış açısına işaret ederek bu tavrı nizami bulabilir. Peki şuna ne demeli? Yakın zamanda şiddetli bir deprem olacak endişesini paraya çevirmek!

Yıllardır deprem konularında boy gösteren uzmanların-profesörlerin inşaat projeleri sahibi olduğu ortaya çıkmaya başladı. Bir yanda yakın zamanda çok şiddetli bir deprem olacak diye yayın yap. Diğer yanda en şiddetli depreme bile dayanıklı evler inşa ediyoruz diye reklam yap! Buna ne buyrulur?

X-olmuş-Twitter son dönemde yapay zeka destekli yeni bir özellik tanıttı. X platformu üzerinde görülen bir içeriği firmanın yapay zeka sistemi GROK’a sorarak bir tür içerik teyidi alınabiliyor. Diyelim ki birisi Türkiye’de son on iki ayın enflasyonu % 43 çıktı diye mesaj gönderdi. O mesaj @grok’a sorulabiliyor: “@Grok doğru mu bu bilgi?” Grok da dili döndüğünce o bilginin doğru olup olmadığını anlatmaya çalışıyor!

Deprem tartışmaları oldukça, insanın içinden Grok’a sormak geliyor: @Grok ne diyor bunlar gene yahu?

Herkese Bilim Teknoloji Dergisi; “Dijital Kültür” Köşesi (Sayı 471 09.05.2025)

Popüler Etiketler