Dijital Yaşam Koçu
Dijital hayatta en hakiki mürşit yapay zekâ olabilir mi?
Yapay zekâ kişisel gelişim dünyasını değiştirebilir mi? Daha cüretkâr soru şu olacaktır: Ne zaman değiştirecek? İster fizik ister metafizik boyutta olsun kişisel gelişim olgusunun temelinde kişinin kendi içindeki perdeleri kaldırıp, özünü görebilmesi yatıyor (“kendini bil”).
Kişisel gelişim aktivitelerinin gayesi aslında birey için tetikleyici bir unsur oluşturmayı başarabilmek. Yoksa (kendi başına) bir kişisel gelişim kitabı ya da semineri kişinin öze ulaşmasını temin edecek diye bir kural, zorunluluk ya da garanti yok! Aynı kitabı bin kişi okuyor ancak on tanesi için tetikleyici bir faktör olabiliyor! Diğerleri için “işe yaramaz” statüdeki kitap, o on kişinin hayatını değiştiriyor! Bu tetikleyici olma hali aracın (kitap, seminer vb.) içeriği ile ilgili olmak zorunda da değil. Kişinin o deneyimi yaşarken içinde bulunduğu ruh hali, motivasyon düzeyi vb. gibi kişisel unsurlar da çevre faktörü olarak yerini alabiliyor. Bir başka deyişle o on kişiden birisi yaşamının bir başka döneminde o kitabı okusaydı belki o da olumlu yönde etkilenmeyecekti!
Tüm bunların yapay zekâ ile ne ilgisi var? Zaman gelecek birileri de safra kesesi röntgenlerini, ulaşım araçlarını, akıllı telefonda kurulan alarm vakitlerini baz alarak yapay zekâ uygulamaları geliştirmeyi bir kenara bırakacak. Bireylerin gün boyunca yapıp ettiklerine, konuşmalarına, duygu durumlarına odaklanacak. Bunun sonucunda da bireyin kendisini geliştirmeye yönelik dijital yaşam koçu kıvamında yazılımlar geliştirilebilecek.
Dijital yaşam koçu bireyi nerede, hangi düzeyde bulduysa oradan itibaren onu “geliştirme” yolunda çalışmaya ayarlı olacak. Böylece öncelikle “başkalarını örnek alma” sürecinin olası yıkımından bireyi kurtarmış olacak! Herkes zengin olmak istiyor diye zengin olmak istemeyi, çevresindeki herkes son model akıllı telefon sahibi olduğu için onlardan bir tanesine sahip olmayı istemeyi başarı, mutluluk ya da yaşamın anlamı olmaktan çıkaracak. Onun yerine bireyin ne yaparken, neye sahip olurken mutlu olduğunu bulması konusunda ona yardımcı olacak.
Böyle bir yaşam koçunun desteğiyle yol alan günümüzün Z Kuşağı belki de ebeveynleri gibi 40-50 yaşlarına geldiğinde hali vakti yerinde mutsuz bireyler olmak yerine, mutlu bir itfaiyeci, mutlu bir ev kadını, mutlu bir ilkokul öğretmeni, mutlu bir loto bayii olacak. Çünkü ne istediğini çok erken yaşlarda bilmiş, yaşamını ona göre yönlendirmiş olacak!
Yapay zekâ işin içine girdiğinde sorulması zaruri olan bir soruyu burada da samimiyetle sormak lazım: Peki müthiş sıçramalar nasıl sağlanacak? Öyle ya; bireyi bulduğu noktadan adım adım, yavaş yavaş geliştirme modeline uymak zorunda olan yapay zekâ köyde doğmuş bir çocuğun ülkenin cumhurbaşkanı olmasını ya da dünyayı kurtaracak bir aşıyı keşfetmesini garanti edemeyecek!
Bu düzeye gelmiş bir toplumda bellidir ki bu tür istisnai bireyleri de erken yaşta tespit edecek ve onlara özgü müstakil birer dijital yaşam koçu uygulamasını devreye alacak mekanizmalar da gelişmiş olacaktır. İnsanlık icat çıkarma işini belki de artık “makine”lere bırakacak! Bir kısım bunun sefasını sürerken geriye kalanlar makineden de değersizleşen bir yaşama mahkûm edilecek! Sizin çocuğunuza hangi rol düşecek?
Herkese Bilim Teknoloji Dergisi; “Dijital Kültür” Köşesi (Sayı 263 09.04.2021)