Yapay Zeka Mitolojisi
Sanayi toplumu ile insan dini dönüştürdü. Yapay zeka ile sıra tanrıda mı?
Başlangıçta korku vardı! İçgüdüsel verili bilgi “hayatta kalmak”, onun en büyük düşmanı ise en büyük dostu olan doğa idi. Doğa hem yaşam veriyor hem de türlü yollarla verdiği yaşamı geri alabiliyordu. İnsanın yaşamı taşıyan diğer yuvaların arasından sıyrılıp öne çıkması, doğayı daha iyi bilmesi sayesinde gerçekleşti.
Ancak insan doğayı bilip ele geçirirken onu yaratan ama kendisinin ulaşamayacağı bir başka etmeni de resme dahil etti. Bu önce gökyüzündeki yıldızlar ve gezegenler formunda sonrasında ise metafizik mutlak hakim(ler) şeklinde tezahür etti. Uzaklardaki o ulaşılamaz tanrı(lar) motifinin erişilebilir hale gelmesi ise bugün din denilen kurum sayesinde gerçekleşti.
Kapitalizm belki de dinin kitlelere vazettiği sözlerin muadillerini üretmeyi başardığı için binlerce yıllık feodal tarım toplumunu alaşağı edebildi ve yerine sanayi toplumunu yerleştirdi. Doğaya hakim olmuş insan için geriye kalan tek kritik (ve sınırlı) şeyi öyle ya da böyle sınırsız hale getirmek: Zaman! Din insana bu dünyada sonsuz yaşam sözü veremese de öte dünyada bunun mümkün olduğunu söylemişti ya kapitalist sanayi toplumu da benzer bir sihri şapkasından çıkarmayı başardı. Önce özel mülkiyet hakkını tesis ederek insanın sermaye-para kazanmasını temin etti. Sonra da şu büyülü formülü belleklere yerleştirdi: Ne kadar çok paran varsa o kadar uzun yaşamış olursun!
Kapitalist sanayi toplumunda da insan belki süreli bir yaşama sahip ama o sınırlı yaşamın içine sığdırdığı deneyim hacmini, feodal tarım toplumunda yaşamış atalarınınkiyle kıyasladığında onların üç katı, beş katı, on katı uzunlukta bir hayat yaşamış sayılabilmekte. Deneyim hacmini artırmak da paraya bakıyor! O nedenle vakit nakittir!
Sanayi toplumu “birinci yapaylık evresi” olarak da değerlendirilebilir. Doğalı feodal tarım toplumu ise. Ya da Baudrillard’ın ifadesiyle gerçek olan doğadaki yaşam ise simülasyon olan sanayideki yaşam! Yapay çünkü artı değer için ürettiği şey doğada-toprakta değil fabrikada-ofiste. Giderek dijitalde.
Dijitalin yapay zekaya kadar olan serüveni bu yapaylığın çeşitli evrelerinden birisi olarak değerlendirilebilir. Mekanik ve elektrikten sonra ulaşılan elektronik. Endüstri (bir, iki) üç! Ancak dijital yapay zekaya (onun ileri evresine) ulaştığında buna endüstrinin dördüncü evresi demek ne kadar yeterli olacak?
Sanayi toplumu dini dönüştürerek kitleleri peşine takmasını, onları köyden-topraktan-kölelikten çıkarıp şehre-fabrikaya-işçiliğe (biraz da sermayedarlığa) taşımasını bildi. Peki ileri düzey yapay zeka ne yapacak? İnsan kendi eliyle din olgusunu önce icat etti sonra değiştirip-dönüştürdü. Belki de bundan sonra insan için geriye tanrı olgusunu değiştirip-dönüştürmek kalıyor.
İnsan farkında olarak ya da olmayarak metafizik boyuttaki tanrı olgusunu fizik boyuta indirgemek ve onunla olan diyaloğunun standartlarını yeniden tanımlamak istiyor. İnsan belki de o nedenle önce yapay genel zekaya (YGZ, AGI) sonra da yapay süper zekaya ulaşma arzusunda. Bu “ikinci yapaylık” evresinde insanın kendi eliyle ürettiği bir şey (makine, yapay zeka), gerilerden gelip önce insana yetişecek sonra da onu geçecek. İçine üflenmiş ilahi ruhun gereğini yerine getiremeyen insan bayrağı makineye devrediyor. Ben “insan” olamadım bari sen önce insan sonra “tanrı” ol!
Herkese Bilim Teknoloji Dergisi; “Dijital Kültür” Köşesi (Sayı 466 28.03.2025)

